Otomobil Aşkı
Elektrikli otomobil, yerli otomobil, otomobil piyasası, tutulan araba modelleri, başlıca konularımızdır.Diferansiyel yağı değişimi, şanzıman yağı değişimi, hidrolik yağı değişimi gibi yapılan bakımlar hakkında bazı bilgiler yer almaktadır.
26 Kasım 2017 Pazar
W124 Kasa Mercedes E 200 200E Ayrımı ve Türkiye Piyasası
Merhaba arkadaşlar, bugün çoğu Türk erkeğinin iç geçirerek baktığı fakat yakıtı ve yedek parçasının çok pahalı olduğu düşüncesiyle bir türlü almaya cesaret edemediği, Mercedes'in en efsane olan modelini W124 kasayı konuşacağız.En efsane diyorum çünkü Mercedes bu modeli tam on yıl boyunca üretti 1985 yılından 1995 yılına kadar, bu kadar uzun yıllar vazgeçilemeyen başka bir model var mı bilmiyorum derken aklıma şu an Lada Samara geldi, Lada da yıllarca vazgeçmedi belki Samaradan ama onlarınki biraz mecburiyetten herhalde, ayda yılda bir araba üretebildik bunu yıllarca üretelim gitsin dediler zannedersem.Her neyse şimdi gelelim efsaneye, ilk üretildiği yıllarda tüm dünyanın hayranlığını kazanan ve Türkiye'de o zaman sadece iş adamlarının binebildiği bu eskimeyen alman mucizesi aynı zamanda 2012 yılında aldığım ilk aracımdı ve o sürüş tadını, konforunu sonraki aldığım hiçbir araçta bulamadım.Şu an 1998 model C 200'e biniyorum fakat o bile yanından geçemez o kadar yani, benim aldığım modeli 1993 model 200E idi araçta hız sabitleme, sunroof, otomatik vites, 4 cam otomatik ve modeline göre bir sürü özellik vardı, ancak ben aracı 20 küsür yaşında aldığım için ister istemez yaşından dolayı illa ki bazı sorunlar yaşadım ama yaşamaya değer bence.Gelelim aracın tutulan modellerine, aracın motorundaki bazı değişiklikler ve yakıtını etkilemesi nedeniyle bazı modellerinin Lpg'ye pek uyum sağlamaması dolayısı ile tamamen enjeksiyonlu olmayan modelleri pek tutulmuyor, bu modeller de 1985 yılından 1993 yılına kadar üretilen karbüratörlü motoru olan modelleri, 1993 yılının ikinci altıncı ayından itibaren 1995 yılına kadar üretilen tamamen enjeksiyonlu olan modellere göre hem yakıtı fazla yakıyor hemde Lpg uyumunda enjeksiyonlu modeller kadar randımanlı olmuyor.Motorundaki değişikliklerden sonra gelelim dış görünüşüne, burda şöyle bir karışıklık ortaya çıkıyor çoğu arkadaş soruyor 'Yav 200E var bir de E200 var, bunların arasındaki fark ne, halbuki tipleri aynı' diye, 200E ve E200 arasında motorun haricinde çok ufak ve dikkat edilmediği sürece anlaşılacak bir fark yok, şöyle ki 200E'de kaput yıldızı öndeki ızgara'ya bağlıdır oradan çıkar, E200'de ise yıldız tam kaput'a bağlıdır kaputun hemen ucundadır. E200'lerin hepsi yeşil motor denilen yeni motor olmasına karşın 200E'lerde ise sadece 1993 yılının ikinci yarısından itibaren üretilen modelleri yeni motorludur.Şu an piyasa çok hareketli, benim aldığım 1993 model 200E'nin o zaman ki fiyatı 18.000 TL idi, şu an 28.000 TL isteniyor.Bu efsaneyi almak niyetindeyseniz, artık aracın yaşından dolayı yedek parça ihtiyacı olabileceği için bu işi ustanızın insafına bırakmayın, bazı yedek parça sipariş edebileceğiniz, fiyatıda uygun olan internet sitelerinden kendiniz satın alıp yaptırma yoluna giderseniz çoğu parçayı yarı fiyatına alabilirsiniz.Parçaları da abartıldığı kadar pahalı değil ve piyasada parçaları çok bulunuyor.Başımdan geçen bir olayı anlatayım, bir gün ustama gidip alt takımına baktırmak istediğimde usta bana 'Motor kulaklarının değişmesi gerekiyor sadece, alt takımlarda bir şey yok' dedi, bende fiyatını sordum tanesinin 196 TL olduğunu söyledi ve bende aloparca.com diye bir yedek parça sitesi duymuştum açıp internet'ten fiyatına baktığımda fiyatının 98 TL olduğunu gördüm ve ustama söyledim, fiyatı buymuş dur ben getirteyim diye, usta bana 'Yav o çin malıdır' diyerek alay etmeye çalıştı, fakat iki gün sonra siparişlerim geldiğinde usta'nın yanına gittim parçaları gösterdim ve usta inanmayınca faturayı gösterdim, ya şok oldu numarası yaptı yada gerçekten şok oldu.Dürüst olan ustaları burada tenzih ederim ama çoğu usta işçilik parası hariç parça parasından da çok kar yapma peşinde, hele müşteri bir Mercedes-Benz sahibi ise yapıştır gitsin, aracın fiyatı 20.000 TL'ymiş eskiymiş önemli değil, 40 yaşında artık yıkık dökük olmuş bir sürü sorun çıkarmaya başlamış Mercedes'e de binsen, sıfır 80.000 TL'ye alınmış Ford'a binen birisinden daha zengin olduğun düşüncesi maalesef bu milletin hastalıklı düşünen tarafı.Kaliteli ve fiyatı uygun bir araca binmek herkesin hakkı, illa ki yeni modelleri de çok iyidir ama fiyatından dolayı ortalama bir Türk vatandaşı bu aracı alıp keyifle binebilir, temiz olması kaydıyla.Bu araçları her gördüğünde iç çekipte bir türlü alma cesareti gösteremeyen arkadaşlara diyorum ki; bunlara binmeden bu dünyadan göçüp gitmeyin, gözünüz açık kalır yoksa. :D Kendinize iyi bakın..
Diferansiyel yağı değişimi
Merhaba arkadaşlar, elektrikli otomobiller yaygınlaşmaya başladıktan sonra her ne kadar içten yanmalı otomobiller artık eskisi kadar ilgimi çekmese de hali hazırda elektrikli araçların pahalı olmasından dolayı kullanmak zorunda olduğumuz içten yanmalı araçlarımıza ne kadar iyi bakarsak o kadar sorunsuz binmeye devam ederiz diye düşündüm ve bu ucuz olmayan parçanın sağlığını korumak sadece bir yağ değişimi kadar ucuz.Bugünkü konumuz diferansiyel yağı değişimi, çoğu usta bu yağın değişmesinin gerekli olmadığını savunur, 'Kapalı kutunun içinde yağ ne zarar görecek yav, eksiltme yaparsa tamamlarız abi, bu yağ değişmez.' der ustacıklar, çünkü kulaktan dolma bilgilerle 'Bu araca şu yağ konur.' diyerek koydukları yağ, üreticinin verdiği spesifikasyon değerlerini karşılamadığı için diferansiyel dişlilerinde ötme diye tabir edilen uğultu seslerine neden olacağı için yağ değişimi sonrası suçun kendine atılacağını bildiğinden değişmemesi gerektiğini savunurlar.Ustalarla ustacıkları ayıralım burada tabii gerçek ustalara lafımız yok.Koskoca aracı üreten firmalar aracın kitapçığında neden değişim periyotlarını belirtmiş o zaman, bu yağın değişim periyodu üretici firmalarca değişiklik göstermesiyle birlikte ortalama 60.000-80.000 km arası değişmekte, yalnız bu değişim periyotları çok aşılırsa mesela 80.000'de bir yağ değişmesi gerekiyor da araç sıfır alındığı günden beri hiç yağı değişmemiş de yağ 300.000'de değişmişse bu yağın sapesifikasyon değerlerini karşılasa bile ötme dediğimiz olay yine de ortaya çıkabilir, bu sesin çıkmayacağı garantisini kimse veremez şans işi biraz, düzenli değişmesi ve uygun yağ olması şartıyla en iyi bakım ve korumayı yapmış olursunuz.İşinizi şansa bırakmayın, içinizi rahatlatmak için yağ değişimine karar verdikten sonra güvendiğiniz bir yağ markasının internet sitesine girin ve yağ bulucu sekmesinden aracınızın modelini, yılını vs bilgilerini girerek en uygun yağ seçenekleri listesinden hangi parçanın yağını değiştirecekseniz o yağın tam adını alarak güvendiğiniz bir yerden temin edebilir ve ustanıza değiştittirebilirsiniz.Bu arada ötmesini engellemek için yağı koyduktan sonra diferansiyel'e muz sokmaya kalkarsa ustanızı uyarın 'Bu yağı koy başka bir şey gerekmez.' deyin. :D Not:Bu bir abartı değil diferansiyel'e muz sokarak yada talaş atarak uğultuyu kesmeye çalışan ustacıkların olduğu doğrudur.
25 Kasım 2017 Cumartesi
Geleceğin teknolojisi Elektrikli otomobiller
Merhaba arkadaşlar, şimdi sıra beni çok heyecanlandıran geleceğin teknolojisi olan tamamen elektrikli araçlara geldi.Günümüzde maalesef dünyanın en pahalı benzin'ini ve mazot'unu kullanan ülkelerin üst sıralarındayız ve durum böyleyken aslında elektrikli otomobillere en hızlı adapte olması gereken ülke olmamıza rağmen bu açıdan da biraz arkadan gidiyoruz.Çin devletinin teşvikleriyle sadece 2015 yılında 200.000 elektrikli araç satılmış, Amerika Birleşik Devletlerinde hem federal hükümet tarafından hemde eyalet tarafından çifte destek veriliyor ve aracın fiyatı 6-7 bin dolar daha düşük fiyata alınabiliyor.Devletimiz geçen ay yerli otomobili üreteceklere bir çok desteği vereceğini ve üretilecek ilk modellerden ÖTV alınmayacağını açıklamasının ardından cesaretlerini toplayan 5 şirket kararlılığını bildirmiş ve bu ayın başlarında Cumhurbaşkanımız'ın açıklamasının ardından sözleşmeler yapılmıştı.Aslında ülkemizde geçmiş yıllardan beri Toyota Corolla'yı elektrikliye çeviren ve çok başarılı bir yazılımı olan DMA firması var fakat bu firma Corolla'yı sıfır olarak bayiden alıp motorunu söküp dönüştürerek ve batarya maliyetlerinin'de yüksek olmasıyla birlikte fiyatının epeyce olmasından dolayı maalesef pekte satılmadı, ancak yinede takip ettiğim kadarıyla Çin'de baya bir faaliyetleri var ve seri üretim üzerine çalışmaları olabilir, benim üzüldüğüm nokta böyle bir firmanın değerini bilemeyip Çin'e doğru kaymalarını izlemek.Düşünüyorum da Saab'tan alınan platformu DMA dönüştürüp seri üretim yaparak yerli bir elektrikli otomobil yapabilir keşke'de yapsa çünkü yerli girişim grubumuz yerli otomobili 2021'de üretene kadar çok zaman var daha ve en az üç yıl daha içten yanmalı cepten vurmalı sık sık arıza yapan eski otomobillere binmeye devam edeceğiz gibi gözüküyor.Tabii ki durumu iyi olup yeni araçlara binen arkadaşları tenzih ederim, yeniden görüşmek üzere kendinize iyi bakın..
22 Ekim 2016 Cumartesi
Türkiye'de mazda neden tutulmuyor
Bu konumuzda mazda hastalarının ne kadar mükemmelliyetçi olduklarını ve ülkemiz piyasasında neden mazda'nın tutulmadığına deyineceğiz.Daha öncede bu konuya biraz deyinmiştik, ülkemiz insanının sırf parçası ucuz diye tenekeden bozma arabalara bindiğini söyledik fakat burada olay biraz farklı, mazda firması ve mühendisleri kuruluş felsefelerine tamda uygun olarak piyasaya göre nasıl araç üretirsek daha fazla satarız düşüncesinden uzaklar, rakipleri Honda ve Toyota gibi piyasaya göre araç üretmek yerine daha mükemmelin peşine düştüklerinden, hem yedek parçası pahalı araçlar üretip hemde servis ağı zayıf olarak günümüze kadar geldiler.Bu olayda haliyle ne kadar mükemmelin peşinden koşarak mazda alsalar bile mazda hastalarını bile bakım zamanı geldiğinde fazlasıyla üzebiliyor, kullanıcı diyor ki; Araç sorunsuz, kaliteli, iyi güzelde bu bakım masrafı ne be kardeşim, ama durumu çok iyi olmayıp'ta illa ben mazda almak istiyorum hastasıyım derse, yetkili servisten kesinlikle uzak durulmalı zira mercedes-benz yetkili servislerini bile maliyet olarak çoğu kez geçiyorlar.Eski araçlar için bakım maliyetlerinin yanısıra yedek parça ihtiyacı olacağından bu olayı bir kat daha zorlaştırıyor, mesela ben 98 model Mazda Xedos modeli çok hoşuma gittiğinden baya araştırmıştım yedek parça konusuna gelince duvara tosladım, aracı almaya niyetlenip bir yetkili servisi arayıp mazda xedos'un yedek parça durumu nasıl diye sorduğumda yetkilinin verdiği cevap şuydu 'Abicim mazda'nın öyle bir modeli yok ki!'.Başka bir yedek parçacı'yı arayıp sorduğumda ise 'Abicim çok sınırlı parçası var elimizde belki bir iki tane çıkma vardır, mazda 323'ün bile çoğu parçası zor bulunuyor o araca bulaşma sen' dedi.Yeni modeller de pek parça ihtiyacı olmayacağı için alınabilir kaza bela dışında bir problem çıkarmazlar, bakımlarını'da özel serviste yaptırarak uçuk rakamlar vermekten kaçınıldıktan sonra güncel kasa olarak çok güzel bir Mazda3 veya Mazda6 alınıp binilebilir.Ha bazıları şimdi sorabilir CX-3, CX-5, MX-5 alınmazmı diye, tabii ki onlarda çok çok iyi ama onları alabilecek durumda olan insanlar zaten mazda piyasasını araştırmaz gider hoşuna gideni alırlar.:D İnşaallah başka konularda görüşmek üzere hoşçakalın..
3 Ekim 2016 Pazartesi
Fren hidroliği değişim aralığı ve önemi
Bugün üzerinde duracağımız konu çok önemli fakat çoğu insan bu konuda bilinçsiz, ülkemizin kasap ustaları yüzünden böyle bir bilgiden insanlarımız mahrum bırakılıyor, şunu belirteyim önce ben bir usta değilim fakat bu bilgileri nereden biliyorsun diyenler olabilir.Burda devreye merak ve ilgi sonucunda yıllarca forum sitelerinde araştırmalar yaparak tüm görüşleri mantık süzgecinden geçirerek damıtılmış bilgileri sizlerle paylaşma isteğim devreye giriyor.Fren hidroliği değişim periyodu hepimizin otomobil kullanma klavuzunda genellikle 2 yılda bir olarak tavsiye edilir, fakat bu işin ustaya fren hidroliğini komple değiştirmek niyetiyle gidildiğinde öyle olmadığı ;'eksildikçe tamamlanır, fren hidroliği bozulmaz abi bu kapalı sistemde birşey olmaz' demeleriyle çoğu kullanıcı kardeşimiz 'İyi o zaman' deyip evlerine geri dönerler, peki bizim ustalarımız aracı üreten mühendislerden daha mı iyi biliyor?Tabii ki kocaman bir HAYIR!Düşünün bir kere 120km hızla giderken birden frene bastığınızda sistemde oluşan basınçla hidrolik sıvısı muazzam ısılara ulaşır, şehir içi trafiğinde daha çok ısıya maruz kalır ve sistem içinde zamanla hidroliğin bozulmaya başlamasıyla nem oluşur ve bu nem frenleme süresini uzatarak kaza olasılığını artırır.Öncelikle fren hidroliğini komple değiştirmek istediğimizi söylediğimizde bu isteği garipsemeyen bir usta bulmakla işe başlıyacağız.Fren hidroliği değişmez diyen ustalara tavsiyem yukardaki roketi durdurma sistemi olan arkadan paraşüt açma sistemini frenlemede zamanla sıkıntı yaşayan müşterilerine önermeleri, bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşçakalın.
Ülkemiz otomobil kullanıcıları'nın cehaleti
Merhabalar, başlıktan'da anlaşılacağı üzere bugün güzel ülkemin cahil yada ne derseniz artık otomobil kullanıcılarını konuşacağız.Hep konuşuruz ya hani araba piyasası iyice uçtu yada piyasa çok durgun bu aralar diye işte tamda bu konuya giriş yapacağım, acizane hemen hemen her türk erkeği gibi bir otomobil meraklısıyım bende ve konuşuruz bazen;'geçen araba pazarında 99 model toros'a adam 19.000TL istiyor yuh bee' falan diye, işte bu olayların sorumlusu bilinçsiz olan bizleriz.Sırf parçası ucuz diye beş para etmeyen teneke yığını TOFAŞ'lara yıllarca bindik ve pahalı fiyatlara aldık sattık, bugün 2000 model Şahin'e 15.000 TL'yi çok görmeyen güzel insanlar, mesela 98 model koç gibi mazda 323'e 15.000 TL'yi hep çok gördüler. Mazda parçaları biraz pahalı olabilir Tofaş'tan ama kardeşim hiç mi canının kıymeti yok biraz insaf, piyasası'da yavaş ayrıca diyorlar yahu bu piyasayı belirleyen sensin benim, velhasılı aynı fiyata daha güvenilir, daha konforlu, daha estetik vs. vs. bir araç almak elimizdeyken, böyle düşünceler yüzünden beş para etmeyen arabaların fiyatlarını gereksiz yere yükseltmeyelim.İki günlük dünyada otomobil zevkinden vazgeçmeyiniz demek istiyorum, şunu da belirteyim mazda sadece bir örnekti, herhangi bir otomobil markasının fanatiği değilim sadece biraz pimpirikli ve kalite hastası bir otomobil aşığıyım, iyi günler dilerim...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)